Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Çevrilmesi Davasında Arabulucu Şartı Var mı?
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasında arabulucu şartı olup olmadığının hem doktrinde hem de uygulama da net olarak belirlenememesi sebebiyle yargılama sürecinde maddi ve manevi kayıplar ortaya çıkmaktadır. Ortaklığın giderilmesi davası 7445 sayılı Kanun’un 37. maddesiyle arabuluculuk dava şartını haiz olan bir dava çeşidi haline gelmiştir. Peki Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davası da bu arabuluculuk dava şartını haiz midir?
Arabuluculuk Dava Şartı
Öncelikle dava şartı olarak ifade ettiğimiz hukuki terimin ne olduğunu ele alalım. Dava şartları, bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli olan şartlardır.1Prof.Dr. Ramazan Arslan – Prof.Dr. Ejder Yılmaz – Prof.Dr. SemaTaşpınar Ayvaz – Doç.Dr Emel Hanağası, MEDENİ USUL HUKUKU, Ankara: Yetkin Yayınları, 2020 Dava şartı, adından da anlaşılacağı üzere o davanın görülmesi için gerekli olan ön koşuldur. Bu ön koşulun yerine getirilmemesi ya da ortadan kalkması davanın reddedilmesi sonucunu doğuracaktır.
Dava şartları, genel dava şartı ve özel dava şartı olarak iki ayrımda incelenir. Bu yazımızda ele aldığımız arabuluculuk müessesesi, kanun koyucunun getirmiş olduğu bir özel dava şartıdır. Arabuluculuk kurumu, Türk hukuk sisteminde 22.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK) ile bir “alternatif uyuşmazlık çözümü” olarak uygulanmaya başlamıştır.2https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27de_arabuluculuk Ardından, 7445 sayılı Kanun’un 37. maddesiyle yapılan değişiklik ile birlikte 1 Eylül 2023’ten itibaren ortaklığın giderilmesi davalarında arabulucuya başvurulması dava şartı olarak kabul edilmiştir.3https://www.barobirlik.org.tr/Haberler/01-eylul-2023-tarihinde-yururluge-giren-yasal-duzenlemelere-dair-bilgilendirme-84059
Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Çevrilmesi Davasında Arabulucu Şartı
Yukarıda da değindiğimiz üzere kanun koyucu ortaklığın giderilmesi davalarında özel dava şartı olarak arabulucuya başvurulmasını aramaktadır. Ancak elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasında bu dava şartından söz edilebilir mi? Kanaatimizce söz edilememesi gerekir. Ortaklığın giderilmesi davası, bir şeyin üzerindeki ortaklığın tamamen giderilmesi yani bir anlamda ortaklığın ortadan kaldırılması anlamına gelir. Ortaklığı giderme şekli aynen taksim yani paylaştırma şeklinde olabileceği gibi satış suretiyle de olabilir. Ortaklığın giderilmesi davası sonucunda ortak olunan şey veya hak üzerinde artık ortaklık kalmaz.
Ancak elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasında durum böyle değildir. Teorik olarak elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete çevrildiğinde ortaklık hala devam etmektedir yani ortaklık giderilmemiştir. Bu sebeple elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasının, ortaklığın giderilmesi davasının bir çeşidi gibi nitelendirilmesini doğru bulmuyoruz ve bu davanın ortaklığın giderilmesi davasının tabii olduğu arabuluculuk dava şartına tabii olmadığı kanaatindeyiz.
Uygulamada Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Çevrilmesi Davası
Her ne kadar yukarıda elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasının, ortaklığın giderilmesi davasından farklı olduğunu, onun bir çeşidi veya görünümü olmadığını ve bu sebeple ortaklığın giderilmesi davasının ön koşulu olan arabulucuya başvuru şartını haiz olmadığını açıklamış olsak da uygulamada işleyiş farklı devam etmektedir.
Öncelikle elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasını en çok murisin bankada kalan parasının alınamaması durumunda görmekteyiz. Veraset ilamını alan mirasçı, tek başına bankaya giderek payına düşen parayı alamamaktadır. Bankada yer alan para bakımından elbirliği mülkiyeti devam ettiği için bütün mirasçıların beraber bankaya giderek parayı talep etmeleri gerekmektedir. Eğer mirasçılar bu konuda bir anlaşmazlığa düşmüşlerse veya beraber hareket etme imkanı ortadan kalkmışsa, bankada yer alan para çekilememekte ve bu durum da ciddi maddi zararlara yol açmaktadır.
Bu noktada, bankada bulunan paranın her mirasçı bakımından miras payları oranında tahsil edilebilmesi için elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davası açılmalı ve paranın mülkiyet niteliği elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete çevrilmelidir. Bu sayede, paylı mülkiyette her pay sahibi kendi payı üzerinde tasarruf hakkına sahip olduğu için mirasçıların özgürce hareket etme imkanı ortaya çıkacaktır.
Uygulamada, bu davanın arabuluculuk dava şartına tabii olup olmadığı oldukça çelişkilidir. Öncelikle UYAP üzerinden yapılan dava açılış işlemlerinde UYAP sistemi ortaklığın giderilmesi davasında arabulucu uyarısı vermesine rağmen elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davası açılışında uyarı vermemektedir. Ek olarak, birçok mahkeme tensip tutanağında dava dilekçesinin kabulüne karar vermekte, bu hareket sebebiyle davacı taraf davanın olumlu sonuçlanacağı yanılgısına kapılmaktadır. Ancak uygulamada, Bölge Adliye Mahkemeleri ve ilk derece mahkemelerinin istikrarlı olarak elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasını ortaklığın giderilmesi davasının bir görünümü ya da türü olarak görmesinden dolayı arabulucuya başvurulmadığı durumlarda davanın usulden reddi kararı verdiğini görmekteyiz. Bu nedenle, her ne kadar elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasının arabuluculuk şartına tabii olmadığını düşünsek de usulden ret yenilmemesi adına dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasını tavsiye etmekteyiz.